Hala Umut Var..
Başlarken;
Evet bundan sonra hayat izin verdiği sürece, sanat aracılığı ile kendisini size anlatacağım.. Kendisinden kastım bizzat hayat, sanatsal süreçlerde nasıl evrildiği ile ilgili kısımlarını, nasıl ve niyeleri ile kimler kimlerleye kadar.. söz elverdikçe.. haberdar etmek, anlatmak, bendeki etkisini paylaşmak..
Yapılan her şeyin ne kadar zor katmanlardan geçtiğini bildiğimden asla ama asla yerici değil, yapıcı olmaya çaba sarf edeceğim, bu aralar zor günler.. zaten bizi kasan, üzen bir sürü şey var.. Sanatın; hatta ülkemizde yapılan her türlü sanatın “titanic batarken keman çalanlar gibi” ne yapıyor bunlar gemi batıyor hala mı sanat, tepkisine maruz kalmasına rağmen, ki bizzat her koşulda sanat yapılmalıdıra inanan biri olarak ben, bütün varlığımla destekçisiyim..
Bir kere yapılıyor olması, başlı başına bir takdir konusu, ha iyisi kötüsü derdi, sübjektif bir algı, orada yazan kişinin algısı yazan kişiyi bağlar, kendi yargısını herkese mal etmeye kalkarsa, işte orada yapılana da dolaylı da olsa köstek olunmuşluk hali olur.. Velhasılı her sanat sürecinin başımın üstünde yeri olacak..
Emeksiz sanat aşıkları..
“Ay evet, tiyatro olmalı, televizyon mahvetti şekerim, nerede şekerim o eski deve kuşu kabare günleri, ferhan Şensoy’lar, Gülriz Sururi’ler ah ah ah vah vah vahçılar.. Evet sözüm böyle yakınanlara ekim itibari ile tiyatro sezonu açılıdı.. tiyatrolar, hele özel tiyatrolar her şeye rağmen zorlukların en hasları ile baş ederek sahne açıyorlar.. gidin.. gidin ki, ahlanıp vahlanmalarınız eksilsin.. yeninin elinden tutun.. sonra korkarım ahlanacak bir şey de kalmayacak..
Gencim, Güzelim Neyim Eksik..
Tıp Bölümü mesela, genelde kimsenin sabah uyanıpta “evet doktor olayım” diyemediği bir alandır, bir çok insanın hayal sınırına bile girmez.. Oyunculuk öyle mi?.. Gencim güzelim, mavi gözlü yakışıklıyım, neyim eksik diyerek hemen hayal sınırı içine alınan, hak görülen bir alan ne kadar savunmasız, doktor olmak hayali bu kadar zorken, oyuncu olma hayali bu kadar kolay.. Niyesini hep birlikte düşünmeliyiz.. Nasıl ki bir doktor da kapı gibi diploma arıyorsanız, tedavisi sağlam olsun diye, oyuncuda da aramalısınız.. Genel olarak tiyatro, özelikle de çocuk tiyatrosunda bu konu çok hassas.. Çocuklar, tiyatro aracılığı ile yapılan sosyal analizde zarar görmesinler..
Ey yakışıklı kardeş ve güzel hanımefendi! Lütfen bir sabah uyandığında, aynaya baktığında oyuncu olabilirim yerine, doktor olabilir miyim sorusunu sor ve bir şey olmak için emek harcanmalı, çok hem de yi öğren.. öğret aynadaki cismine…
Kurslar ah kurslar!!
Memleketin her tarafı kurs doldu.. Geliyorlar işte şuyum buyum diyorlar, nesiniz diyorum. Oldum diyorlar, nerede peki, falanca kursta.. hım.. olur mu hemen öyle şey? Kandırılmış olmayasın, umut tüccarları 2 aylık kursu için neler yaparlar bir bilsen.. bil ama.. Sonra da niye olmuyor deme.. değil mi?
Tiyatro Niye olmalı?
2000 yıl önce tiyatro vardı, sosyal eğitim amaçlı, seyircisini düşündürerek eğiten, işte binlerce kişilik kapasiteli stadyum benzeri alanlarda, şimdi o binlerce kişilik alanlarda düşündürmeme amaçlı bir şey yapılıyor; FUTBOL.. Zamanımızın ekonomik modeli, bireyin düşünmesini istemiyor, sadece sembollere, renklere bağlılığı ve ekonomisini, hırslarını dürterek, kışkırtarak hem de, işte sırf bu yüzden bile tiyatro olmalı..
Kendi sosyal hayatını sorgulayan bireyler çoğalsın.. Ve çocuktan başlasın hatta.. Zamanın ekonomik modeli bizi yönetmesin, biz ona yön verelim temennisi ile..
Haydi tiyatroya..
Tv Dizileri
9 yaş seviyesi baz alınarak, 19, 29 ve diğer dokuz katmanlı grupların etkilenmeye çalışıldığı illüzyon yaratma alanı tv dizileri..
Yok mu içinde iyisi.. tabi ki var.. arayın bulun.. hepsini renklerinden, güzel başrol oyuncularından dolayı değil, değindiği konulardan dolayı da ve nasıl değindiğine de bakarak, seçin..
Tv dizilerinin hepsi asla iyi değil..
Bazıları iyi.. Unutmayın..
Ünlü olmak ne? Keyifli mi?
Ben iki kısmını da biliyorum, ünlü doğmadım, sonradan ünlüyüm.. Sonradan görmeye dönmemiştir bu satırlardan sonra, ünlülüğüm nezdinizde..(gülümsedim şu an) Lisede oyunda oynadım, okulda ünlü oldum, okulun en güzel kızından aşk mektubu almıştım, ünlülüğün tadına varmıştım..
Geçici oldu.. Çok yıllar sonra, tv’de ünlü oldum..
Sizi ekranda yansıttığınız şey üzerinden değerlendiren bir algı, size bir anlam yüklüyor, işte içinde var olduğunuz üretim sürecinde, yani dizideki imajınız sizin diğer zamanlarda da aynı algıyı yansıtıyormuşsunuz gibi bir tepkiyle karşılaşmanıza dönüşüyor. .Oğlunuzla oynarken, eşinizle yemekte, hatta babanız hastanedeyken, yaklaşan dış tepki sizin, o an ki sosyal rolünüzü unutmanızı ister, kendi kafasındaki imajınıza bürünmenizi ister..
Bizzat yaşadım, babam yoğun bakımdaydı, fotoğraf çektirmek isteyen olmuştu, oysa o an ben bir Tv yıldızı değildim, acılı bir evlattım, ama dayatılan rol gerçeğimin önüne geçmişti..
Ünlü olmak keyifli mi? Bazen değil..
Konuşuruz daha..